12 Nisan 2013 Cuma

MANA ET-TAĞUT VE RU'US ENVAİHİ



رسالة في معنى الطاغوت

Müellif: Müceddid İmam, Şeyhu'l-İslam Muhammed bin Abdi'l-Vehhab (rh.a)

محمد بن عبد الوهاب

Mütercim: Abdullah Artabadi

بسم الله الرحمن الرحيم


Ademoğluna farz kılınan ilk şey Tağutu İnkar Etmektir

أنّ أول ما فرض الله على ابن آدم الكفر بالطاغوت ، والإيمان بالله ، والدليل قوله تعالى:

Yüce Allah'ın Ademoğluna ilk farz kıldığı şey tağutu inkar edip, Allah'a iman etmesidir. Allah (celle celaluhu) şöyle buyuruyor:

وَلَقَدْ بَعَثْنَا فِي كُلِّ أُمَّةٍ رَّسُولاً أَنِ اعْبُدُواْ اللّهَ وَاجْتَنِبُواْ الطَّاغُوتَ فَمِنْهُم مَّنْ هَدَى اللّهُ وَمِنْهُم مَّنْ حَقَّتْ عَلَيْهِ الضَّلالَةُ فَسِيرُواْ فِي الأَرْضِ فَانظُرُواْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّبِينَ

"Andolsun ki biz her millete "Allah'a ibadet edin ve tağuttan sakının" diye (emretmeleri için) bir rasul gönderdik." (en-Nahl 16/36)

Tağutu İnkar ve Allah'a İmanın Manası

فأمّا صفة الكفر بالطاغوت؛ أن تعتقد بطلان عبادة غير الله وتتركها وتبغضها، وتكفِّر أهلها وتعاديهم.

Tağutu inkar etmek şöyle olmalıdır:

Allah'tan başkasına ibadet etmenin batıl olduğunu bilip buna inanmalı, bu inançla Allah'tan başka ibadet edilenleri terketmeli, onlara buğz etmeli, böyle yapanları tekfir etmeli ve onlara karşı düşmanlık beslemelidir.

وأمّا معنى الإيمان بالله؛ أن تعتقد أنّ الله هو الإله المعبود وحده دون سواه، وتخلص جميع أنواع  العبادة كلها لله، وتنفيها عن كل معبود سواه، وتحب أهل الإخلاص وتواليهم، وتبغض أهل الشرك وتعاديهم. وهذه

Allah'a imana gelince o da şöyle olmalıdır:

İbadet edilecek yegane mabudun O olduğuna iman etmeli, O'ndan başkalarını reddetmeli, ibadetin hangi çeşidi olursa olsun, tümünü Allah için halisane olarak yerine getirip, O'nun dışında ilah olarak kabul edilenleri reddetmelidir. İhlas ehlini sevmeli, onları dost edinmeli, aynı zamanda şirk ehline karşı buğz ve düşmanlık beslemelidir. İşte İbrahim (a.s)'in getirdiği din budur. Kim bundan uzak durur, buna sırt çevirirse, o kendini aşağılamış olur1.

وهذه ملّة إبراهيم التي سفه نفسه مَن رغب عنها، وهذه هي الأسوة التي أخبر الله بها في قوله تعالى:

Allah (celle celaluhu) şöyle buyuruyor:

"İbrahim ve onunla beraber olanlarda, sizin için güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve sizin Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi tekfir ettik. Bir tek Allah'a inanmanıza kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir." (el-Mümtahine 60/4
)

Tağutun Manası ve Belli başlı Önderleri

قَدْ كَانَتْ لَكُمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ فِي إِبْرَاهِيمَ وَالَّذِينَ مَعَهُ إِذْ قَالُوا لِقَوْمِهِمْ إِنَّا بُرَءَاؤاْ مِنكُمْ وَمِمَّا تَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ كَفَرْنَا بِكُمْ وَبَدَا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةُ وَالْبَغْضَاء أَبَدًا حَتَّى تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَحْدَهُ

Tağut: Genel anlamda, Allah'tan başka ibadet edilen ve kendisine ibadet edilmesine rıza gösteren her varlığa verilen genel isimdir. Bu bir mabud veya uyulan, peşinden gidilen biri olabileceği gibi Allah ve Rasulu’ne muhalif olarak itaat edilen bir varlık da olabilir. İşte bütün bunların  hepsi tağuttur.

والطاغوت؛ عام في كل ما عُبد من دون الله ورضي بالعبادة من معبود أو متبوع أو مطاع في غير طاعة الله ورسوله فهو طاغوت. والطواغيت كثيرة، ورؤوسهم خمسة:

Tağutlar sayı bakımından oldukça çoktur. Ancak bunlardan beş tanesi önemli yer tutar. Sırasıyla bunları görelim:

الشيطان الداعي إلى عبادة غير الله، والدليل قوله تعالى:

1- İnsanları Allah'tan başkalarına ibadete çağıran şeytan.

Allah (celle celaluhu) şöyle buyuruyor:

أَلَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آدَمَ أَن لَّا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُّبِينٌ

"
Ey Ademoğlu! Ben size, şeytana ibadet etmeyin, çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır, diye bildirmedim mi?" (Ya-Sin 36/60)

الحاكم الجائر المغير لأحكام الله، والدليل قوله تعالى

2- Allah'ın hükümlerini değiştiren zalim idareciler.

Allah (celle celaluhu) şöyle buyuruyor:

أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُواْ بِمَا أُنزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنزِلَ مِن قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَن يَتَحَاكَمُواْ إِلَى الطَّاغُوتِ وَقَدْ أُمِرُواْ أَن يَكْفُرُواْ بِهِ وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُضِلَّهُمْ ضَلاَلاً بَعِيدًا

"Sana indirilene ve senden öncekilere indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Reddetmeleri emrolunmuşken tağuta muhakeme olmak istiyorlar. Oysaki şeytan onları büsbütün saptırmak istiyor." (en-Nisa 4/60)

الذي يحكُم بغير ما أنزل الله، والدليل قوله تعالى

3- Allah'ın indirdiklerinden başka hükümlerle hükmedenler.

Allah (celle celaluhu) şöyle buyuruyor:

وَمَن لَّمْ يَحْكُم بِمَا أَنزَلَ اللّهُ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ

"Kim Allah'ın indirdiğiyle hüküm vermezse, işte onlar kafirlerin ta kendileridirler." (el-Ma'ide 5/44)

الذي يدّعي عِلم الغيب من دون الله، والدليل قوله تعالى

4– Allah’ın dışında Gaybı bildiğini iddia eden kişi.

Allah (celle celaluhu) şöyle buyuruyor:

عَالِمُ الْغَيْبِ فَلَا يُظْهِرُ عَلَى غَيْبِهِ أَحَدًا إِلَّا مَنِ ارْتَضَى مِن رَّسُولٍ فَإِنَّهُ يَسْلُكُ مِن بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ رَصَدًا

"Görülmeyeni bilen Allah, görülmeyeni kimseye göstermez. Ancak rasullerinden razı olduğu kimseler başka...Çünkü O, onun önüne ve arkasına izleyiciler (koruyucu melekler) dizer." (Cin 72/26-27)

وَعِندَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لاَ يَعْلَمُهَا إِلاَّ هُوَ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَمَا تَسْقُطُ مِن وَرَقَةٍ إِلاَّ يَعْلَمُهَا وَلاَ حَبَّةٍ فِي ظُلُمَاتِ الأَرْضِ وَلاَ رَطْبٍ وَلاَ يَابِسٍ إِلاَّ فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ

"
Gaybın anahtarları O'nun katındadır; O'ndan başka kimse O'nu bilemez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir. O'nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez. O yerin karanlıkları içindeki tek bir taneyi bilebilir. Yaş ve kuru ne varsa hepsi apaçık bir kitaptadır." (el-En'am 6/59)

الذي يُعبد من دون الله وهو راضٍ بالعبادة، والدليل قوله تعالى

5– Allah’ın dışında kendisine ibadet edilen ve buna rıza gösteren.

Allah (celle celaluhu) şöyle buyuruyor:

وَمَن يَقُلْ مِنْهُمْ إِنِّي إِلَهٌ مِّن دُونِهِ فَذَلِكَ نَجْزِيهِ جَهَنَّمَ كَذَلِكَ نَجْزِي الظَّالِمِينَ

"Onlar içinde kim, ben Allah'tan başka bir ilahım derse, işte onu cehennemle cezalandırırız. Zulmedenlerin cezasını işte böyle veririz." (el-Enbiya 21/29)



TAĞUTUN REDDİ, ALLAH'A İMANIN GEÇERLİ OLABİLMESİNİN ŞARTIDIR

واعلم أنّ الإنسان ما يصير مؤمنا بالله إلا بالكفر بالطاغوت، والدليل قوله تعالى

Şurası çok iyi bilinmelidir ki, bir kimse tağutu reddetmediği müddetçe Allah'a iman etmiş sayılmaz. Çünkü yüce Allah, bu hususta kitabında şöyle buyurmaktadır:

لاَ إِكْرَاهَ فِي الدِّينِ قَد تَّبَيَّنَ الرُّشْدُ مِنَ الْغَيِّ فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِن بِاللّهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَىَ لاَ انفِصَامَ لَهَا وَاللّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

"Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tağutu reddedip Allah'a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmıştır. Allah işitir ve bilir." (el-Bakara 2/256)

Yukarıda sunduğumuz ayetin baş kısmında şu ifadeler yer almaktadır:

"Artık rüşd ile ğayy birbirinden ayrılmıştır."

الرشد؛ دين محمد صلى الله عليه وآله وسلم

Rüşd: Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'in dinidir.

والغيّ ؛ دين أبي جهل

Ğayy: Ebu Cehil'in dinidir.

والعروة الوثقى؛ شهادة أن لا إله إلاّ الله، وهي متضمّنة للنّفي والإثبات، تنفي جميع أنواع العبادة عن غير الله، وتثبت جميع أنواع العبادة كلها لله وحده لا شريك له

Urvetu'l-vuska (sağlam kulp): Allah'tan başka ibadete layık hiçbir ilah olmadığına şehadette bulunmaktır. Çünkü "La ilahe illallah" kelimesi hem reddi, hem de isbatı içermektedir. Bu itibarla:

La ilahe: Allah'tan başka ibadet edilenleri reddetmek

İllallah: (ise) her türlü ibadeti, eşi, dengi, benzeri ve ortağı bulunmayan, bir olan Allah (celle celaluhu)'a yapmaktır.



1- Müellif şu ayete atıf yapmaktadır
:“İbrahim'in dininden kendini bilmezlerden başka kim yüz çevirir? Andolsun ki, biz onu dünyada (elçi) seçtik, şüphesiz o ahirette de iyilerdendir.” (el-Bakara 2/130)

2- Bundan kasıt şudur: Gaybı yalnız Allah bilir, her kim Allah’ın bildirmesi olmadan gaybı bildiğini iddia ederse kendini ilahlaştırmış olur. Allah ise gaybını ancak vahiy yoluyla rasullerine bildirir, bir başkasına değil…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder