CAHİLİYE
MESELELERİ
Burada; ister ehli kitaptan olsun, ister arap müşriklerinden olsun,
cahiliye ehlinin işlediği ve Rasululah (s.a.v.)'ın karşı çıktığı bazı meseleler
ele alınacaktır. Bunların mutlaka her müslüman tarafından bilinmesi
gerekmektedir. Bu konuda en önemli ve en tehlikeli olanı, Rasulullah
(s.a.v.)'ın getirdiği şeye kalben iman etmemektir. Bir de buna, cahiliye
toplumunun yapageldiği şeyleri iyi ve güzel bulmayı da eklersek, işte bu
durumda akideyle ilgili ciddi tehlikeler söz konusu demektir.
Yine Rasulullah (s.a.v.) şunu da haber vermiştir ki;
"Kim cahiliye toplumunun yaptıklarını iyi görüp, bu tür
fiilleri güzel karşılarsa, Allah ona Cenneti haram edecek, onun varacağı yer
Cehennem ateşi olacaktır."
İşte müslüman ile kafirin arasını ayıran asıl mesele budur. Bu
sebeplerden dolayı aralarında düşmanlık meydana gelmiştir ve cihad da zaten
bunun için meşru kılınmıştır.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya
kadar onlarla savaşın." (Enfal: 8/39)
"Batıla inanıp Allah'ı inkar edenler (var ya), işte ziyana
uğrayacaklar onlardır." (Ankebut: 29/52)
Cahiliye Toplumunun Başlıca İnançları
Cahiliye
Cahiliye toplumu; salih kimseler hakkında aşırıya giderek dua ve
ibadetlerinde onları Allah'a ortak koşar; Rasullerin ve salih kişilerin
kabirlerini, onların yaşadıkları yerleri mescid ve türbe haline getirir, kabir
ve türbeleri üzerine kandiller yakar, onlar için kurban keser, onların
hürmetine yağmur isteyip onlardan medet beklerler ve bu türbeleri bayram
günlerinde ziyaret edip birer bayram yeri haline getirirler ve bu şekilde
onların kendileri için şefaatçi olacaklarını zannederler.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine zarar da fayda da
veremeyecek şeylere tapıyorlar ve: "Bunlar, Allah katında
şefaatçilerimizdir." diyorlar." (Yunus: 10/18)
"Allah'ı bırakıp O'ndan başka dostlar edinenler:
"Onlara, sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet
ediyoruz." derler." (Zümer: 39/3)
"Ey kitap ehli! Dininizde taşkınlık etmeyin ve Allah hakkında
gerçek olmayan şeyler söylemeyin." (Nisa: 4/171)
2
Cahiliye
Dinleri ve dünyaları konusunda ayrılığa düşüp parçalanmış
durumdadırlar. Her grup kendilerinin doğru olduğuna inandığından dolayı
gruplara ayrılmış olmaları onları rahatsız etmez.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Dinlerini parçalayıp fırka fırka olan, her fırkanın da
kendilerinde olanla böbürlendiği müşriklerden olmayın." (Rum: 30/32)
"Her grup, kendilerinde bulunan ile sevinip
böbürlenmektedir." (Mü'minun: 23/53)
Mü'minlerin dinleri konusunda birlik ve beraberlik içinde olmaları
istenmiştir.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Allah Nuh'a buyurduğu şeyleri size de din olarak
buyurmuştur. (Ey Muhammed!) Sana vahyettik, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya da
buyurduk ki: "Dine bağlı kalın, onda ayrılığa düşmeyin."
(Şura: 42/13)
"Dinlerini parça parça edip, gruplara ayrılanlarla senin
hiçbir ilişkin yoktur." (En'am: 6/159)
"Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp,
ayrılığa düşenler gibi
olmayın." (Al-i imran: 3/105)
"Hep birlikte Allah'ın ipine (İslam'a) sımsıkı yapışın,
parçalanmayın." (Al-i İmran: 3/103)
Bunlardan her bir fırka kendilerinin kurtulan fırka; yani fırka-ı
naciye olduğunu ileri sürer.
Allah (c.c), kendilerinin doğru yolda olduğunu iddia eden
fırkaları şu ayetiyle yalanlıyor:
"Eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin."
(Bakara: 2/111)
Daha sonra Allah (c.c), doğruyu şu ifadeyle açıklıyor:
"Bilakis, kim, muhsin olarak yüzünü Allah'a döndürürse
(Allah'a hakkıyla ibadet ederse), onun ecri Rabbi katındadır." (Bakara:
2/112)
3
Cahiliye
Cahiliye toplumunda ulu'l-emrin emirlerine karşı çıkmak, onlara
boyun eğmemek fazilet, onları dinlemek ve onlara taatte bulunmak ise zillettir.
İşte Rasulullah (s.a.v.) bu hususta onlara muhalefet ederek, devlet
yetkililerinin, valilerin, ulu'l-emrin zulmüne sabretmeyi, onları dinlemeyi ve
onlara itaati emretmiş, aynı zamanda onlara nasihatta bulunmayı, hatta nasihat
etmede direnerek, bunu açıkça ve defalarca yılmadan tekrarlamayı tavsiye
etmiştir.
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
"Allah, sizin için üç şeyden hoşlanır: Sadece Allah'a ibadet
edip, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanızdan, Allah'ın ipine toptan sarılarak
parçalanmamanızdan ve Allah'ın sizi yönetmekle görevlendirdiği idarecilerinize
nasihat etmenizden." (Müslim Akdiye: 10, 11, 13, Muvatta Kelam: 11, Ahmed:
2/327, 360, 4/246, 249)
Halkın dini ve dünyası bakımından doğabilecek en büyük zarar, işte
bu üç önemli esasın, ya da bu üçünden birinin ihlal edilmesiyle meydana gelir.
4
Cahiliye
Atalarını körü körüne taklit ederler.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"(Nuh kavminin inkarcıları):
"Biz geçmişteki atalarımızdan böyle bir şey duymadık."
dediler." (Mü'minun: 23/24)
"Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp ta
başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt
alıyorsunuz!" (A'raf: 7/3)
5
Cahiliye
Çokluklarıyla gururlanır, kendilerinin doğru yolda olduklarını
kanıtlamak için, karşı tarafın varlıktan yoksun olduğunu, çevresi olmadığını,
ailesinin azlığını ileri sürerler.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Yeryüzünde bulunanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni
Allah'ın yolundan saptırırlar." (En'am: 6/116)
"Zira bu, Rabbin tarafından bildirilmiş bir gerçektir; fakat
insanların çoğu inanmazlar." (Hud: 11/17)
"Andolsun ki, onlardan önceki milletlerin çoğu dalalete düşmüştü." (Saffat:
37/71)
"Andolsun ki biz, size hakkı getirdik; fakat çoğunuz haktan
hoşlanmıyorsunuz." (Zuhruf: 43/78)
"Ve dediler ki: "Biz malca ve evlatça daha çoğuz. Biz
azaba uğratılacak değiliz." (Sebe 34/35)
6
Cahiliye
Hakkı kabul etmemek için, Rasulullah (s.a.v.)'a uyanların sıradan
ve önemsiz kimseler olduğunu söyler, zayıf ve güçsüzlerin kendilerinden önce
İslam'ı kabullenmelerini gururlarına yediremedikleri için hakkı reddeder,
hidayet ehline aşağılayıcı çirkin sözler söyler, onlara çirkin sıfatlar
yakıştırırlar.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Sana adi (sıradan) kimseler tâbi olup dururken, biz sana
iman eder miyiz hiç?" (Şuara: 26/111)
"Allah'ın rızasını murad ederek akşam ve sabah Rablerine
ibadet ve dua edenleri yanından kovma. Onların hesabından sana ve senin
hesabından onlara bir şey yoktur. Onları kovarsan zalimlerden olursun."
(En'am: 6/52)
"Aramızdan Allah'ın kendilerine lütuf ve ihsanda bulunduğu
kimseler de bunlar mı?" (En'am: 6/53)
"İnkar edenler, iman edenler için dediler ki: "Bu iş bir
hayır olsaydı, onlar bizi geçemezlerdi." (Ahkaf: 46/11)
7
Cahiliye
Rasullerin de kendileri gibi birer insan olduğunu, bu yüzden
onlara inanmak zorunda olmadıklarını söylerler. Bununla ilgili sözleri
şöyledir:
"Biz, seni de bizim gibi bir insan görüyoruz ve sana bizim
basit görüşlü ayak
takımlarımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz." (Hud: 11/27)
"Siz de bizim gibi bir insandan başka bir şey
değilsiniz." (İbrahim: 14/10)
"Onlara "La ilahe illallah" denildiği zaman
kibirlenirler-di "deli bir şair için ilahlarımızı mı bırakacağız"
derlerdi." (Saffat: 37/35-36)
8
Cahiliye
Fasık din adamlarına tabi
olarak onları Allah'tan başka rabler edinirler. Haramı helal, helali haram
kabul etmek suretiyle Allah'a şirk koşarlar.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Onlar Allah'ı bırakıp rahiplerini, din adamlarını rabler
edindiler." (Tevbe: 9/31)
"Ey iman edenler! Hahamların ve rahiplerin birçoğu,
insanların mallarını haksızlıkla yerler ve (insanları) Allah yolundan
çevirirler." (Tevbe: 9/34)
"Dininizde haksız yere aşırılığa dalmayın ve önceden sapmış,
bir çoğunu da saptırmış, böylece doğru yoldan şaşmış bir milletin nevalarına
uymayın." (Maide: 5/77)
9
Cahiliye
Allah'ın helal kıldığı rızıkları kendilerine haram kılarlar. (Bir
hırka, bir lokma prensibi gibi)
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"De ki: "Allah'ın kulları için çıkardığı zineti, iyi ve
temiz rızıkları kim haram etti?" (Araf: 7/32)
10
Cahiliye
Heva ve heveslerine uyar, Allah'ın kendilerine verdiği şeyleri
anlayamadıkları mazeretini ileri sürerek yüz çevirirler. Yüce Allah bunları
yalanlıyor ve onların bu tür davranışlarının, küfürleri yüzünden ve kalplerinin
mühürlü olmasından kaynaklandığını bildiriyor:
"Kalplerimiz kılıflıdır (anlayamıyoruz)." (Nisa: 4/155)
"Ey Şuayb! Senin söylediklerinden çoğunu anlamıyoruz."
(Hud: 11/91)
11
Cahiliye
Allah'ın indirdiği vahyi, sihirbazların kitaplarıyla
karşılaştırmaya kalkışırlar. Sihirbazların, güya gösterdikleri harikalara
bakarak, bunları salihlerin kerametleri gibi kabul eder, bu tur büyüleri
Süleyman (a.s.) gibi rasullere nisbet ederler.
Allah (c.c.) bu kişiler hakkında şöyle buyuruyor:
"Kitap verilmiş olanlardan bir grup, Allah'ın kitabını, sanki
bilmiyorlarmış gibi, arkalarına attılar. Süleyman'ın hükümdarlığı hakkında
onlar, şeytanların uydurdukları sözlere uydular (Süleyman'ın saltanatını büyü
yaparak kazandığını söyleyen şeytan ruhlu insanlara uyup, Süleyman'ın büyücü
olduğuna inandılar)." (Bakara: 2/101-102)
"Oysa Süleyman, (büyü yaparak) küfre girmemişti. Fakat o
şeytanlar, küfre girdiler." (Bakara: 2/102)
12
Cahiliye
Kendi batıl inançlarını rasullere nisbet ederler. Örneğin İbrahim
(a.s.)'in yahudi veya hristiyan olduğunu iddia ederler.
"İbrahim ne yahudi ne de hristiyandı." (Al-i İmran:
3/67)
13
Cahiliye
Dinlerine olan bağlılıkları hususunda çelişki içindedirler.
Örneğin İbrahim (a.s.)'e tabi olmayı açıkça terkettikleri halde, İbrahim
(a.s.)'in dinine mensup olduklarını iddia ederler. Aynı şekilde kendi
dinlerinde var olduğunu ikrar ettikleri şeyleri yüz çevirmek suretiyle inkar
ederler. Beytullah'ı haccetmede yaptıkları gibi.
Allah (cc) şöyle buyuruyor:
"İbrahim'in dininden kendini bilmezlerden başka kim
yüzçevirir." (Bakara: 2/130)
14
Cahiliye
Taassupları nedeniyle, salih kimselere ve rasullere dil uzatırlar.
Yahudilerin İsa (a.s.)'ya dil uzatmaları ve yahudilerle hristiyanların
Rasulullah (s.a.v.)'ı kötülemeleri gibi.
15
Cahiliye
Dinlerini oyun ve eğlence haline getirerek ibadetlerini ıslık
çalarak ve el çırparak yaparlar.
"Onların Beyt-i Şerif huzurundaki duaları, ıslık çalmaktan ve
el çırpmaktan başka bir şey değildir." (EnfaI:8/35)
16
Cahiliye
Tek düşünceleri bu dünya hayatıdır. Onlar, dünya hayatında kendilerine
verilen nimetleri, Allah'ın kendilerinden razı olduğu için verdiğini sanırlar.
Bu nedenle hakkı kabul etmemek için kendileri gibi güç kuvvet, mal ve mevki
verilmiş bir kavmi delil getirirler.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"(Firavun): "Öyleyse, önceki milletlerin hali ne
olacak?" dedi." (Taha: 20/51)
"Andolsun ki, onlara da size vermediğimiz kudret ve serveti
vermiştik. Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alay edip durdukları şey,
kendilerini kuşatıverdi." (Ahkaf: 46/26)
"Biz mal ve evlatça daha çoğuz, biz azaba uğratılacak
değiliz." (Sebe: 34/35)
17
Cahiliye
Allah'ın ayetlerini ve İslami kavramları bile bile tahrif ederek
hakkı gizlerler. Kendi elleriyle bir takım uydurma kitaplar ortaya koyup,
bunları Allah'a nisbet ederler.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Elleriyle Kitabı (Tevrat'ı) yazıp, sonra onu az bir para
karşılığında satmak için "Bu Allah katındandır" diyenlere yazıklar
olsun!" (Bakara: 2/79)
"(Ey mü'minler!) Siz onların (sizin iman ettiğiniz gibi) iman
etmelerini mi arzuluyorsunuz? Oysa onlardan, Allah'ın kelamını işitip de
anladıktan sonra bile bile tahrif edenler vardı." (Bakara: 2/75)
"Hakkı batıl ile karıştırmayın. Hakkı gizlemeyin."
(Bakara: 2/42)
18
Cahiliye
Kendi görüş ve menfaatleri doğrultusunda olanları hak olarak kabul eder,
bunun dışındakileri reddederler.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Allah katından onlara verilen kitabı (Tevrat'ı) tasdik edici
olarak bildikleri bir kitap (Kur'an) kendilerine gelince (hemen) onu inkar
ettiler. Oysa daha önce inkarcılara karşı onunla yardım istemekteydiler."
(Bakara: 2/89)
"Kendilerine, "Allah'ın indirdiğine iman edin"
denilince "Biz sadece bize indirilene inanırız" derler ve ondan
başkasını inkar ederler." (Bakara: 2/91)
19
Cahiliye
Gerçekleri bilmemelerine rağmen, yine de kendi bildiklerini
okurlar. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Oysaki o Kur'an, kendi ellerinde bulunan Tevrat'ı
doğrulayıcı olarak gelmiş, hak bir kitaptır. Onlara, "Şayet siz gerçekten
inanıyor idiyseniz, daha önce Allah'ın rasullerini neden öldürüyordunuz?"
deyiver." (Bakara: 2/91)
20
Cahiliye
Müşriklerin inançlarını İslam'a tercih edip, daha üstün kabul eder,
küfrü ve kafirleri severler. Mensubu bulundukları dine karşı düşmanca bir tavır
içinde olmalarına rağmen kafirlerin din ve inanç sistemlerine sevgi besleyip
saygı duyarlar. Oysa kafirler hem bunlara, hem müslümanlara hem de Rasule düşmandırlar. Onların
fitnelerini de sonsuz bir sevgiyle karşılarlar. Nitekim Rasulullah (s.a.v.),
onlara Musa (a.s.)'nın getirdiği din ve inanç esaslarıyla gelince, Rasulullah'a
karşı düşmanca tavır
almışlar ve Firavun'un dininde olan büyücülerin kitaplarına uymayı kabul
etmişlerdir. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Şu, kitaptan kendilerine biraz pay verilenlere bakmaz mısın?
Cibt'e ve tağut'a inanıyorlar ve diğer inkar edenlere: "Bunlar
mü'minlerden daha doğru bir yoldadır." diyorlar." (Nisa: 4/51)
"Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları
dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi
gösteriyorsunuz. Halbuki onlar Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan dolayı,
Rasulü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer siz benim yolumda savaşmak ve
rızamı kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösteriyorsunuz. Oysa ben
sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa
doğru yoldan sapmış olur." (Mumtahine: 60/1)
21
Cahiliye
Kendileri gibi düşünmeyenleri tekfir eder İslam'a tabi olmayı şirk olarak
adlandırırlar.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Yahudiler: "Hristiyanlar bir esas üzere değiller"
dediler. Hristiyanlar da: "Yahudiler bir esas üzere değiller"
dediler. (Üstelik) Onlar kitabı da okuyorlar. İşte böylece bilmeyen kimseler de
onların söyledikleri gibi söylediler. (Muhakkak ki) Allah kıyamet gününde,
ihtilaf ettikleri hususlarda hüküm verecektir." (Bakara: 2/113)
22
Cahiliye
Kötülükleri kendileri için ibadet kabul eder, işledikleri
haramlara Allah'ın kaderini delil getirirler. Allah'ın şeriatiyle kaderin
birbirleriyle çeliştiğini iddia ederek kaderi inkar ederler.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu
yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti." derler." (A'raf: 7/28)
23
Cahiliye
Allah'ın isim ve sıfatlarını inkar ederler. Allah (c.c.) şöyle
buyuruyor:
"(Firavun): "Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka
bir ilah tanımıyorum." (Kasas: 28/38)
"Onlar, Rahman'ı inkar ediyorlardı." (Rad: 13/30)
"Yaptıklarınızdan çoğunu Allah'ın bilmeyeceğini
sanıyordunuz." (Fussilet: 41/22)
24
Cahiliye
Allah'a eksiklik isnad ederler. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Yahudiler: "Allah'ın eli bağlıdır" dediler. Hay
dediği yüzünden eli bağlanası ve lanet olası!" (Maide: 5/64)
25
Cahiliye
Hükümranlıkta Allah'a ortak koşarlar. Mecusilerin hayrı ve şerri
yaratan iki farkı ilah olduğuna inanmaları gibi.
26
Cahiliye
Kendilerini helak edecek olanın dehr (zaman) olduğuna inanır, bu
yüzden dehre sövüp dil uzatırlar.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Dediler ki, hayat, ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz
ve yaşarız, bizi ancak zaman helak eder." (Casiye: 45/24)
Ebu Hureyre (r.a.)'den Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Allah-u Teala şöyle buyuruyor: 'İnsanoğlu beni gücendiriyor.
Dehre (zamana) sövüyor. Halbuki dehr benim. Geceyi gündüze ben aktarıyorum.'
" (Buhari)
27
Cahiliye
Allah'ın verdiği nimetleri başkalarına izafe ederler.
"Onlar, Allah'ın nimetini bilirler (itiraf ederler), sonra da
onu inkar ederler." (Nahl: 16/83)
28
Cahiliye
Allah'ın ayetlerinin (mucizelerinin) bir kısmını kabul edip, bir
kısmını inkar ederler.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Bu, insan sözünden başka birşey değildir." (Müddessir:
74/25)
"Yoksa siz Kitab'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı
ediyorsunuz?" (Bakara: 2/85)
29
Cahiliye
Rasullerin Allah'tan getirdiklerini geçersiz kılmak için
kendilerince birçok hile ve tuzaklar kurarlar; hakkı önce kabul eder gözüküp
sonra inkar ederek bu şekilde onu ortadan kaldırmayı amaçlarlar. Allah (c.c.)
şöyle buyuruyor:
"Onlar tuzak kurdular, Allah da onların tuzaklarını bozdu.
Allah mekredenlerin en hayırlısıdır." (Al-i İmran: 3/54)
"Ehl-i kitaptan bir grup şöyle dedi: "Mü'minlere
indirilmiş olana sabahleyin (görünüşte) inanıp, akşamleyin inkar edin. Belki
onlar böylece dinlerinden dönerler." (Al-i İmran: 3/72)
"(Nuh'un kavmi) Büyük hileler ve büyük desiseler
kurdular." (Nuh: 71/22)
30
Cahiliye
Mezheb taassubu gösterir, kendi düşünce ve inançlarında olan kesimden
başkasına inanmazlar. Kendilerinden olanlara karşı aşırı derecede taassup
gösterir, bunlar ister ezenler ister ezilenler olsun, (haksız da olsalar) hep
onların başarılı olmasını isterler.
"(Onlar:) "Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir
kimseye inanmayın." dediler." (Al-i İmran: 3/72)
31
Cahiliye
Kur'an'ı yalanlamak için bir takım sözler söyleyerek Allah'a karşı
yalan uydururlar.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Allah'a karşı yalan uyduran veya O'nun ayetlerini inkar
edenden daha zalim kim vardır?" (A'raf: 7/37)
"Bu insan sözünden başka bir şey değildir." (Müddessir:
74/25)
"Allah hiçbir beşere bir şey indirmedi." (En'am: 6/91)
32
Cahiliye
Kralı ve sistemi eleştirdikleri için,rasule ve hakka karşı çıkarak
kralın ya da sistemin dinini savunurlar.
Baş edemeyecekleri kesin delillerle karşılarına çıkıldığında
onları hemen düzene bağlı yetkililere şikayet ederek: "Bunlar senin dinine
hakaret edip aşağılıyor, dinimizi değiştirmek istiyorlar. Yeryüzünde
bozgunculuk çıkarmak istiyorlar." derler.
"Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: "Seni
ve ilahlarını bırakıp, yeryüzünde bozgunculuk çıkarsınlar, (halkı senin
aleyhine) kışkırtsınlar diye mi bırakacaksınız onları?" (Araf: 7/127)
"Çünkü ben, onun dininizi değiştireceğinden yahut yeryüzünde
fesad çıkaracağından korkuyorum." (Mü'min: 40/26)
33
Cahiliye
İbadetlere ilaveler yaparlar; aşure günlerinde yapılanlar gibi.
34
Cahiliye
İbadetlerde eksiltmeler yaparlar. Örneğin: Arafat'ta Arefe günü
yapılan vakfeyi terketmeleri gibi.
35
Cahiliye
Farz ve vacipleri takva niyetiyle terkederler. Sapık
tarikatçıların belli bir mertebeye ulaşanlardan bazı ibadetlerin kaldırıldığını
iddia etmeleri gibi.
36
Cahiliye
Allah'ın şeriatini terkettikleri halde Allah'ı sevdiklerini iddia
ederler. İşte Allah (c.c), şu ayette onlara meydan okuyor:
"De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da
sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın." Allah Gafurdur, Rahimdir.
"Allah'a ve Rasulüne itaat edin" de. Şayet yüz çevirirlerse şüphesiz
ki Allah kafirleri sevmez." (Al-i İmran: 3/31-32)
37
Cahiliye
Halkı, bile bile küfre ve sapıklığa çağırırlar.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"(Yahudi münafıklar) Mü'minlerle karşılaştıklarında:
"Biz sizin gibi iman ettik." derler. Birbirleriyle baş-başa kalınca
da (onların ileri gelenleri): "Allah'ın (Tevrat'ta) size açtığı (bildirdiği)
şeyleri Rabbiniz katında aleyhinizde bir delil olsun diye mi onlara
söylüyorsunuz? Hiç akletmiyor musunuz?" dediler." (Bakara: 2/76)
38
Cahiliye
Bir takım asılsız kuruntularla kendilerini avuturlar.
"(Yahudiler) Dediler ki: "Sayılı bir kaç gün dışında
bize ateş asla dokunmayacaktır." (Ey Muhammedi) De ki: "Allah
katından (buna dair) bir söz mü aldınız? (Dediğiniz doğru ise) Allah sözünden
dönmez. Yoksa siz Allah hakkında bilmediğiniz birşey mi söylüyorsunuz?"
(Bakara: 2/80)
"(Yahudiler:) "Yahudilerden başkası cennete
giremez" dediler." (Hristiyanlar da:) "Hiristiyanlardan başkası
cennete giremez." dediler. Bu onların kuruntusudur. (Ey Muhammed!) De ki:
"Eğer (iddianızda) doğrulardan iseniz (o halde sağlam ve açık) bir delil
getirin." (Bakara: 2/111)
39
Cahiliye
Yas dolayısıyla yaka paça yırtarlar.
40
Cahiliye
Kişiyi, başkasındaki bir ayıpla suçlar, aşağılayıp rezil ederler.
Bir kimse suçlu olmasa da, başkasının işlediği suçun cezasını ona çektirirler.
Oysa Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur:
"Hiçbir suçlu, başkasının suçunu yüklenmez." (En'am:
6/164)
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:
"Sen, onu annesinden dolayı mı ayıpladın (suçladın). Doğrusu
sen halen kendisinde cahiliye ahlakı kalıntıları bulunan bir kimsesin."
(Buhari İman: 22, ltk: 15, Müslim Eyman: 38, Ahmed: 5/161.)
41
Cahiliye
Beytullah'ın idaresinin ellerinde olmasıyla övünürler. Bundan
dolayı kibirlenerek Rasulullah'a hakaretler savururlar. Allah (c.c), şu
ayetiyle onları yermektedir:
"Buna karşı kibirlenip arkanıza dönerek geceleyin (Ka'be'nin
çevresinde toplanarak) hezeyanlar savurdunuz." (Mü'minun: 23/66-67)
42
Cahiliye
Peygamber soyundan gelmekle övünürler. Yüce Allah onlara şöyle
cevap veriyor:
"Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları
kendilerinin, sizin kazandıklarınız da sizindir." (Bakara: 2/134)
43
Cahiliye
Sanatkarlıklarıyla övünürler.
44
Cahiliye
Dünyaya ve makama çok değer verirler.
"Ve dediler ki: "Bu Kur'an iki şehirden bir büyük adama
indirilse olmaz mıydı." (Zuhruf: 43/31)
45
Cahiliye
Cibt'e (şeytana ve tağuta) inanırlar. Allah'tan başkasına muhakeme
olmak isterler.
46
Cahiliye
Melekleri Allah'ın kızları olarak kabul edip onlardan şefaat
beklerler. Bazıları meleklere uluhiyyet vasfederken, bazıları da melekleri
inkar ederler.
Allah (c.c.) şöyle-buyuruyor:
"Rabbiniz oğulları size has kıldı da kendisi meleklerden
kızlar edindi öyle mi? Siz gerçekten çok ağır bir söz söylemektesiniz."
(İsra: 17/40)
47
Cahiliye
Ahiret Günü Allah'ın huzuruna çıkıp hesap vermeyi, Rasulullah
(s.a.v.)'ın ahirete ilişkin verdiği kimi haberleri yalanlarlar. Allah (c.c.)
şöyle buyuruyor:
"İşte onlar; Rablerinin ayetlerini ve ona kavuşmayı inkar
eden, bu yüzden de amelleri boşa giden kimselerdir." (Kehf: 18/105)
48
Cahiliye
Allah'ın kitabından yüz çevirirler.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Rabbinin ayetleri kendisine hatırlatılıp da onlardan yüz
çeviren kimseden daha zalim var mıdır? Şüphesiz suçlulardan öç alacağız."
(Secde: 32/22)
49
Cahiliye
Bilgi sahibi olmadıkları halde Allah hakkında ileri geri
konuşurlar.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Şüphesiz Allah sivrisineği ve ondan daha büyüğünü misal vermekten
haya etmez. İman edenler bunun Rablerinden gelen bir hak olduğunu bilirler.
Kafirler ise: "Allah bunu misal vermekle neyi murad etti?" derler.
Allah onunla bir çok kimseyi saptırır, bir çoklarını da doğru yola iletir.
Verdiği misallerle ancak fasıkları saptırır." (Bakara: 2/26)
50
Cahiliye
Hakkı yalanlamaları yüzünden açık bir çelişki içerisindedirler.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Bilakis onlar hak kendilerine gelince onu yalanladılar.
Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler." (Kaf: 50/5)
51
Cahiliye
Rasuller arasında ayırım yaparak kendi soylarından gelmeyenleri
inkar ederler.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Allah'ı ve rasullerini inkar ederek kafir olanlar ve Allah
ile rasullerinin arasını ayırarak: "Bir kısmına inanır, bir kısmını inkar
ederiz." diyenler ve böylece bu ikisi (iman ile küfür) arasında bir yol
tutmak isteyenler; işte onlar gerçek kafirlerin ta kendileridir. Biz o
kafirlere alçaltıcı bir azab hazırlamışızdır." (Nisa: 4/150-151)
"Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitaptaki rasulü), öz
oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar." (Bakara: 2/146)
52
Cahiliye
Hakkında bilgi sahibi olmadıkları konularda peygamberlere
muhalefet ederler.
Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"Diyelim ki siz bilgi sahibi olduğunuz bir hususta tartıştınız;
peki bilgi sahibi olmadığınız bir hususta niçin tartışırsınız? Allah her şeyi
bilir, siz ise bilmezsiniz.İbrahim ne yahudi ne hristiyan idi; fakat o hanif
bir müslümandı. Müşriklerden de değildi." (Al-i İmran: 3/66-67)
53
Cahiliye
Selefi izlediklerini ileri sürmelerine rağmen, onlara aykırı hal
ve tutumlar içerisindedirler. (Allah'ın sıfatlarını tevil ederler, kabirler
konusunda bid'atler icad ederler vb.)
·
54
Cahiliye
Allah'a iman edenleri
Allah'ın yolundan menederler. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:
"De ki: "Ey kitap ehli! (Gerçeği) Görüp bildiğiniz halde
niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek mü'minleri Allah'ın yolundan
çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınıza tamamıyla şahittir." (Al-i
imran: 3/99)
55
Cahiliye
Kahinlik ve falcılık yapar, uğursuzluğa inanır, nazar boncuğu v.b.
şeyler takarak bu tür şeylerden medet beklerler. Bunlar gibi daha bir çok batıl
şeylere inanırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder