20 Mart 2013 Çarşamba

CAHİLİYE MESELELERİ


CAHİLİYE MESELELERİ

 
Burada; ister ehli kitaptan olsun, ister arap müşriklerinden olsun, cahiliye ehlinin işlediği ve Rasululah (s.a.v.)'ın karşı çıktığı bazı meseleler ele alınacaktır. Bunların mutlaka her müslüman tarafından bilinmesi gerekmektedir. Bu konuda en önemli ve en tehlikeli olanı, Rasulullah (s.a.v.)'ın getirdiği şeye kalben iman etmemektir. Bir de buna, cahiliye toplumunun yapageldiği şeyleri iyi ve güzel bulmayı da eklersek, işte bu durumda akideyle ilgili ciddi tehlikeler söz konusu demektir.

Yine Rasulullah (s.a.v.) şunu da haber vermiştir ki;

"Kim cahiliye toplumunun yaptıklarını iyi görüp, bu tür fiilleri güzel karşılarsa, Allah ona Cenneti haram edecek, onun varacağı yer Cehennem ateşi olacaktır."

İşte müslüman ile kafirin arasını ayıran asıl mesele budur. Bu sebeplerden dolayı aralarında düşmanlık meydana gelmiştir ve cihad da zaten bunun için meşru kılınmıştır.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın." (Enfal: 8/39)             

"Batıla inanıp Allah'ı inkar edenler (var ya), işte ziyana uğrayacaklar onlardır." (Ankebut: 29/52)    


Cahiliye Toplumunun Başlıca İnançları

  Cahiliye

Cahiliye toplumu; salih kimseler hakkında aşırıya giderek dua ve ibadetlerinde onları Allah'a ortak koşar; Rasullerin ve salih kişilerin kabirlerini, onların yaşadıkları yerleri mescid ve türbe haline getirir, kabir ve türbeleri üzerine kandiller yakar, onlar için kurban keser, onların hürmetine yağmur isteyip onlardan medet beklerler ve bu türbeleri bayram günlerinde ziyaret edip birer bayram yeri haline getirirler ve bu şekilde onların kendileri için şefaatçi olacaklarını zannederler.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Onlar Allah'ı bırakıp kendilerine zarar da fayda da veremeyecek şeylere tapıyorlar ve: "Bunlar, Allah katında şefaatçilerimizdir." diyorlar." (Yunus: 10/18)

"Allah'ı bırakıp O'ndan başka dostlar edinenler: "Onlara, sadece bizi Allah'a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz." derler." (Zümer: 39/3) 

"Ey kitap ehli! Dininizde taşkınlık etmeyin ve Allah hakkında gerçek olmayan şeyler söylemeyin." (Nisa: 4/171)

 
2
  Cahiliye

Dinleri ve dünyaları konusunda ayrılığa düşüp parçalanmış durumdadırlar. Her grup kendilerinin doğru olduğuna inandığından dolayı gruplara ayrılmış olmaları onları rahatsız etmez.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Dinlerini parçalayıp fırka fırka olan, her fırkanın da kendilerinde olanla böbürlendiği müşriklerden olmayın." (Rum: 30/32)

"Her grup, kendilerinde bulunan ile sevinip böbürlenmektedir." (Mü'minun: 23/53)                             

Mü'minlerin dinleri konusunda birlik ve beraberlik içinde olmaları istenmiştir.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Allah Nuh'a buyurduğu şeyleri size de din olarak buyurmuştur. (Ey Muhammed!) Sana vahyettik, İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya da buyurduk ki: "Dine bağlı kalın, onda ayrılığa düşmeyin." (Şura: 42/13)                             

"Dinlerini parça parça edip, gruplara ayrılanlarla senin hiçbir ilişkin yoktur." (En'am: 6/159)                  

"Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp, ayrılığa düşenler gibi olmayın." (Al-i imran: 3/105)

"Hep birlikte Allah'ın ipine (İslam'a) sımsıkı yapışın, parçalanmayın." (Al-i İmran: 3/103)

Bunlardan her bir fırka kendilerinin kurtulan fırka; yani fırka-ı naciye olduğunu ileri sürer.

Allah (c.c), kendilerinin doğru yolda olduğunu iddia eden fırkaları şu ayetiyle yalanlıyor:

"Eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin." (Bakara: 2/111)                                                      

Daha sonra Allah (c.c), doğruyu şu ifadeyle açıklıyor:

"Bilakis, kim, muhsin olarak yüzünü Allah'a döndürürse (Allah'a hakkıyla ibadet ederse), onun ecri Rabbi katındadır." (Bakara: 2/112)  

 
3
  Cahiliye

Cahiliye toplumunda ulu'l-emrin emirlerine karşı çıkmak, onlara boyun eğmemek fazilet, onları dinlemek ve onlara taatte bulunmak ise zillettir. İşte Rasulullah (s.a.v.) bu hususta onlara muhalefet ederek, devlet yetkililerinin, valilerin, ulu'l-emrin zulmüne sabretmeyi, onları dinlemeyi ve onlara itaati emretmiş, aynı zamanda onlara nasihatta bulunmayı, hatta nasihat etmede direnerek, bunu açıkça ve defalarca yılmadan tekrarlamayı tavsiye etmiştir.

Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

"Allah, sizin için üç şeyden hoşlanır: Sadece Allah'a ibadet edip, O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanızdan, Allah'ın ipine toptan sarılarak parçalanmamanızdan ve Allah'ın sizi yönetmekle görevlendirdiği idarecilerinize nasihat etmenizden." (Müslim Akdiye: 10, 11, 13, Muvatta Kelam: 11, Ahmed: 2/327, 360, 4/246, 249)

Halkın dini ve dünyası bakımından doğabilecek en büyük zarar, işte bu üç önemli esasın, ya da bu üçünden birinin ihlal edilmesiyle meydana gelir.

 
4
  Cahiliye

Atalarını körü körüne taklit ederler.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"(Nuh kavminin inkarcıları):

"Biz geçmişteki atalarımızdan böyle bir şey duymadık." dediler." (Mü'minun: 23/24)

"Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp ta başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!" (A'raf: 7/3)

 
5
  Cahiliye

Çokluklarıyla gururlanır, kendilerinin doğru yolda olduklarını kanıtlamak için, karşı tarafın varlıktan yoksun olduğunu, çevresi olmadığını, ailesinin azlığını ileri sürerler.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Yeryüzünde bulunanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar." (En'am: 6/116)

"Zira bu, Rabbin tarafından bildirilmiş bir gerçektir; fakat insanların çoğu inanmazlar." (Hud: 11/17)          

"Andolsun ki, onlardan önceki milletlerin çoğu dalalete düşştü." (Saffat: 37/71)                                      

"Andolsun ki biz, size hakkı getirdik; fakat çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz." (Zuhruf: 43/78)                   

"Ve dediler ki: "Biz malca ve evlatça daha çoğuz. Biz azaba uğratılacak değiliz." (Sebe 34/35)

 
  Cahiliye

Hakkı kabul etmemek için, Rasulullah (s.a.v.)'a uyanların sıradan ve önemsiz kimseler olduğunu söyler, zayıf ve güçsüzlerin kendilerinden önce İslam'ı kabullenmelerini gururlarına yediremedikleri için hakkı reddeder, hidayet ehline aşağılayıcı çirkin sözler söyler, onlara çirkin sıfatlar yakıştırırlar.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Sana adi (sıradan) kimseler tâbi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç?" (Şuara: 26/111)

"Allah'ın rızasını murad ederek akşam ve sabah Rablerine ibadet ve dua edenleri yanından kovma. Onların hesabından sana ve senin hesabından onlara bir şey yoktur. Onları kovarsan zalimlerden olursun." (En'am: 6/52)

"Aramızdan Allah'ın kendilerine lütuf ve ihsanda bulunduğu kimseler de bunlar mı?" (En'am: 6/53)

"İnkar edenler, iman edenler için dediler ki: "Bu iş bir hayır olsaydı, onlar bizi geçemezlerdi." (Ahkaf: 46/11)

 
  7 
  Cahiliye

Rasullerin de kendileri gibi birer insan olduğunu, bu yüzden onlara inanmak zorunda olmadıklarını söylerler. Bununla ilgili sözleri şöyledir:

"Biz, seni de bizim gibi bir insan görüyoruz ve sana bizim basit görüşlü ayak takımlarımızdan başkasının uyduğunu görmüyoruz." (Hud: 11/27)

"Siz de bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsiniz." (İbrahim: 14/10)

"Onlara "La ilahe illallah" denildiği zaman kibirlenirler-di "deli bir şair için ilahlarımızı mı bırakacağız" derlerdi." (Saffat: 37/35-36)

 
 8
  Cahiliye

 Fasık din adamlarına tabi olarak onları Allah'tan başka rabler edinirler. Haramı helal, helali haram kabul etmek suretiyle Allah'a şirk koşarlar.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Onlar Allah'ı bırakıp rahiplerini, din adamlarını rabler edindiler." (Tevbe: 9/31)

"Ey iman edenler! Hahamların ve rahiplerin birçoğu, insanların mallarını haksızlıkla yerler ve (insanları) Allah yolundan çevirirler."  (Tevbe: 9/34)

"Dininizde haksız yere aşırılığa dalmayın ve önceden sapmış, bir çoğunu da saptırmış, böylece doğru yoldan şaşmış bir milletin nevalarına uymayın." (Maide: 5/77)

 
9
  Cahiliye

Allah'ın helal kıldığı rızıkları kendilerine haram kılarlar. (Bir hırka, bir lokma prensibi gibi)

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"De ki: "Allah'ın kulları için çıkardığı zineti, iyi ve temiz rızıkları kim haram etti?" (Araf: 7/32)

 
 10
  Cahiliye

Heva ve heveslerine uyar, Allah'ın kendilerine verdiği şeyleri anlayamadıkları mazeretini ileri sürerek yüz çevirirler. Yüce Allah bunları yalanlıyor ve onların bu tür davranışlarının, küfürleri yüzünden ve kalplerinin mühürlü olmasından kaynaklandığını bildiriyor:

"Kalplerimiz kılıflıdır (anlayamıyoruz)." (Nisa: 4/155)

"Ey Şuayb! Senin söylediklerinden çoğunu anlamıyoruz." (Hud: 11/91)

        
11
  Cahiliye

Allah'ın indirdiği vahyi, sihirbazların kitaplarıyla karşılaştırmaya kalkışırlar. Sihirbazların, güya gösterdikleri harikalara bakarak, bunları salihlerin kerametleri gibi kabul eder, bu tur büyüleri Süleyman (a.s.) gibi rasullere nisbet ederler.

Allah (c.c.) bu kişiler hakkında şöyle buyuruyor:

"Kitap verilmiş olanlardan bir grup, Allah'ın kitabını, sanki bilmiyorlarmış gibi, arkalarına attılar. Süleyman'ın hükümdarlığı hakkında onlar, şeytanların uydurdukları sözlere uydular (Süleyman'ın saltanatını büyü yaparak kazandığını söyleyen şeytan ruhlu insanlara uyup, Süleyman'ın büyücü olduğuna inandılar)." (Bakara: 2/101-102)

"Oysa Süleyman, (büyü yaparak) küfre girmemişti. Fakat o şeytanlar, küfre girdiler." (Bakara: 2/102)

 
12
  Cahiliye

Kendi batıl inançlarını rasullere nisbet ederler. Örneğin İbrahim (a.s.)'in yahudi veya hristiyan olduğunu iddia ederler.

"İbrahim ne yahudi ne de hristiyandı." (Al-i İmran: 3/67)

 
13
  Cahiliye

Dinlerine olan bağlılıkları hususunda çelişki içindedirler. Örneğin İbrahim (a.s.)'e tabi olmayı açıkça terkettikleri halde, İbrahim (a.s.)'in dinine mensup olduklarını iddia ederler. Aynı şekilde kendi dinlerinde var olduğunu ikrar ettikleri şeyleri yüz çevirmek suretiyle inkar ederler. Beytullah'ı haccetmede yaptıkları gibi.

Allah (cc) şöyle buyuruyor:

"İbrahim'in dininden kendini bilmezlerden başka kim yüzçevirir." (Bakara: 2/130)

 
14
  Cahiliye

Taassupları nedeniyle, salih kimselere ve rasullere dil uzatırlar. Yahudilerin İsa (a.s.)'ya dil uzatmaları ve yahudilerle hristiyanların Rasulullah (s.a.v.)'ı kötülemeleri gibi.

 
 15
  Cahiliye

Dinlerini oyun ve eğlence haline getirerek ibadetlerini ıslık çalarak ve el çırparak yaparlar.

"Onların Beyt-i Şerif huzurundaki duaları, ıslık çalmaktan ve el çırpmaktan başka bir şey değildir." (EnfaI:8/35)

 
16
  Cahiliye

Tek düşünceleri bu dünya hayatıdır. Onlar, dünya hayatında kendilerine verilen nimetleri, Allah'ın kendilerinden razı olduğu için verdiğini sanırlar. Bu nedenle hakkı kabul etmemek için kendileri gibi güç kuvvet, mal ve mevki verilmiş bir kavmi delil getirirler.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"(Firavun): "Öyleyse, önceki milletlerin hali ne olacak?" dedi." (Taha: 20/51)

"Andolsun ki, onlara da size vermediğimiz kudret ve serveti vermiştik. Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlardı. Alay edip durdukları şey, kendilerini kuşatıverdi." (Ahkaf: 46/26)

"Biz mal ve evlatça daha çoğuz, biz azaba uğratılacak değiliz." (Sebe: 34/35)

  
17
  Cahiliye

Allah'ın ayetlerini ve İslami kavramları bile bile tahrif ederek hakkı gizlerler. Kendi elleriyle bir takım uydurma kitaplar ortaya koyup, bunları Allah'a nisbet ederler.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Elleriyle Kitabı (Tevrat'ı) yazıp, sonra onu az bir para karşılığında satmak için "Bu Allah katındandır" diyenlere yazıklar olsun!" (Bakara: 2/79)

"(Ey mü'minler!) Siz onların (sizin iman ettiğiniz gibi) iman etmelerini mi arzuluyorsunuz? Oysa onlardan, Allah'ın kelamını işitip de anladıktan sonra bile bile tahrif edenler vardı." (Bakara: 2/75)

"Hakkı batıl ile karıştırmayın. Hakkı gizlemeyin." (Bakara: 2/42)

 
 18
  Cahiliye

Kendi görüş ve menfaatleri doğrultusunda olanları hak olarak kabul eder, bunun dışındakileri reddederler.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Allah katından onlara verilen kitabı (Tevrat'ı) tasdik edici olarak bildikleri bir kitap (Kur'an) kendilerine gelince (hemen) onu inkar ettiler. Oysa daha önce inkarcılara karşı onunla yardım istemekteydiler." (Bakara: 2/89)

"Kendilerine, "Allah'ın indirdiğine iman edin" denilince "Biz sadece bize indirilene inanırız" derler ve ondan başkasını inkar ederler." (Bakara: 2/91)

 
19
  Cahiliye

Gerçekleri bilmemelerine rağmen, yine de kendi bildiklerini okurlar. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Oysaki o Kur'an, kendi ellerinde bulunan Tevrat'ı doğrulayıcı olarak gelmiş, hak bir kitaptır. Onlara, "Şayet siz gerçekten inanıyor idiyseniz, daha önce Allah'ın rasullerini neden öldürüyordunuz?" deyiver." (Bakara: 2/91)

 
20
  Cahiliye

şriklerin inançlarını İslam'a tercih edip, daha üstün kabul eder, küfrü ve kafirleri severler. Mensubu bulundukları dine karşı düşmanca bir tavır içinde olmalarına rağmen kafirlerin din ve inanç sistemlerine sevgi besleyip saygı duyarlar. Oysa kafirler hem bunlara, hem müslümanlara hem de Rasule düşmandırlar. Onların fitnelerini de sonsuz bir sevgiyle karşılarlar. Nitekim Rasulullah (s.a.v.), onlara Musa (a.s.)'nın getirdiği din ve inanç esaslarıyla gelince, Rasulullah'a karşı düşmanca tavır almışlar ve Firavun'un dininde olan büyücülerin kitaplarına uymayı kabul etmişlerdir. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Şu, kitaptan kendilerine biraz pay verilenlere bakmaz mısın? Cibt'e ve tağut'a inanıyorlar ve diğer inkar edenlere: "Bunlar mü'minlerden daha doğru bir yoldadır." diyorlar." (Nisa: 4/51)

"Ey iman edenler! Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz. Halbuki onlar Rabbiniz olan Allah'a inandığınızdan dolayı, Rasulü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer siz benim yolumda savaşmak ve rızamı kazanmak için çıkmışsanız, onlara nasıl sevgi gösteriyorsunuz. Oysa ben sizin gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa doğru yoldan sapmış olur." (Mumtahine: 60/1)

   
21
  Cahiliye

Kendileri gibi düşünmeyenleri tekfir eder İslam'a tabi olmayı şirk olarak adlandırırlar.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Yahudiler: "Hristiyanlar bir esas üzere değiller" dediler. Hristiyanlar da: "Yahudiler bir esas üzere değiller" dediler. (Üstelik) Onlar kitabı da okuyorlar. İşte böylece bilmeyen kimseler de onların söyledikleri gibi söylediler. (Muhakkak ki) Allah kıyamet gününde, ihtilaf ettikleri hususlarda hüküm verecektir." (Bakara: 2/113)

 
22
  Cahiliye

Kötülükleri kendileri için ibadet kabul eder, işledikleri haramlara Allah'ın kaderini delil getirirler. Allah'ın şeriatiyle kaderin birbirleriyle çeliştiğini iddia ederek kaderi inkar ederler.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Onlar bir kötülük yaptıkları zaman: "Babalarımızı bu yolda bulduk. Allah da bize bunu emretti." derler." (A'raf: 7/28)

 
 23
  Cahiliye

Allah'ın isim ve sıfatlarını inkar ederler. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"(Firavun): "Ey ileri gelenler! Sizin için benden başka bir ilah tanımıyorum." (Kasas: 28/38)

"Onlar, Rahman'ı inkar ediyorlardı." (Rad: 13/30)

"Yaptıklarınızdan çoğunu Allah'ın bilmeyeceğini sanıyordunuz." (Fussilet: 41/22)

 
24
  Cahiliye

Allah'a eksiklik isnad ederler. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Yahudiler: "Allah'ın eli bağlıdır" dediler. Hay dediği yüzünden eli bağlanası ve lanet olası!" (Maide: 5/64)

 
25
  Cahiliye

Hükümranlıkta Allah'a ortak koşarlar. Mecusilerin hayrı ve şerri yaratan iki farkı ilah olduğuna inanmaları gibi.

 
26
  Cahiliye

Kendilerini helak edecek olanın dehr (zaman) olduğuna inanır, bu yüzden dehre sövüp dil uzatırlar.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Dediler ki, hayat, ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız, bizi ancak zaman helak eder." (Casiye: 45/24)

Ebu Hureyre (r.a.)'den Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Allah-u Teala şöyle buyuruyor: 'İnsanoğlu beni gücendiriyor. Dehre (zamana) sövüyor. Halbuki dehr benim. Geceyi gündüze ben aktarıyorum.' " (Buhari)

 
27
  Cahiliye

Allah'ın verdiği nimetleri başkalarına izafe ederler.

"Onlar, Allah'ın nimetini bilirler (itiraf ederler), sonra da onu inkar ederler." (Nahl: 16/83)

    
28
  Cahiliye

Allah'ın ayetlerinin (mucizelerinin) bir kısmını kabul edip, bir kısmını inkar ederler.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Bu, insan sözünden başka birşey değildir." (Müddessir: 74/25)

"Yoksa siz Kitab'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz?" (Bakara: 2/85)

 
29
  Cahiliye

Rasullerin Allah'tan getirdiklerini geçersiz kılmak için kendilerince birçok hile ve tuzaklar kurarlar; hakkı önce kabul eder gözüküp sonra inkar ederek bu şekilde onu ortadan kaldırmayı amaçlarlar. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Onlar tuzak kurdular, Allah da onların tuzaklarını bozdu. Allah mekredenlerin en hayırlısıdır." (Al-i İmran: 3/54)

"Ehl-i kitaptan bir grup şöyle dedi: "Mü'minlere indirilmiş olana sabahleyin (görünüşte) inanıp, akşamleyin inkar edin. Belki onlar böylece dinlerinden dönerler." (Al-i İmran: 3/72)

"(Nuh'un kavmi) Büyük hileler ve büyük desiseler kurdular." (Nuh: 71/22)

 
30
  Cahiliye

Mezheb taassubu gösterir, kendi düşünce ve inançlarında olan kesimden başkasına inanmazlar. Kendilerinden olanlara karşı aşırı derecede taassup gösterir, bunlar ister ezenler ister ezilenler olsun, (haksız da olsalar) hep onların başarılı olmasını isterler.

"(Onlar:) "Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın." dediler." (Al-i İmran: 3/72)

 
31
  Cahiliye

Kur'an'ı yalanlamak için bir takım sözler söyleyerek Allah'a karşı yalan uydururlar.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Allah'a karşı yalan uyduran veya O'nun ayetlerini inkar edenden daha zalim kim vardır?" (A'raf: 7/37)

"Bu insan sözünden başka bir şey değildir." (Müddessir: 74/25)

"Allah hiçbir beşere bir şey indirmedi." (En'am: 6/91)

 
32
  Cahiliye

Kralı ve sistemi eleştirdikleri için,rasule ve hakka karşı çıkarak kralın ya da sistemin dinini savunurlar.

Baş edemeyecekleri kesin delillerle karşılarına çıkıldığında onları hemen düzene bağlı yetkililere şikayet ederek: "Bunlar senin dinine hakaret edip aşağılıyor, dinimizi değiştirmek istiyorlar. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak istiyorlar." derler.

"Firavun'un kavminden ileri gelenler dediler ki: "Seni ve ilahlarını bırakıp, yeryüzünde bozgunculuk çıkarsınlar, (halkı senin aleyhine) kışkırtsınlar diye mi bırakacaksınız onları?" (Araf: 7/127)

"Çünkü ben, onun dininizi değiştireceğinden yahut yeryüzünde fesad çıkaracağından korkuyorum." (Mü'min: 40/26)

 
 33
  Cahiliye

İbadetlere ilaveler yaparlar; aşure günlerinde yapılanlar gibi.

 
34
  Cahiliye

İbadetlerde eksiltmeler yaparlar. Örneğin: Arafat'ta Arefe günü yapılan vakfeyi terketmeleri gibi.

 
35
  Cahiliye

Farz ve vacipleri takva niyetiyle terkederler. Sapık tarikatçıların belli bir mertebeye ulaşanlardan bazı ibadetlerin kaldırıldığını iddia etmeleri gibi.

         
36
  Cahiliye

Allah'ın şeriatini terkettikleri halde Allah'ı sevdiklerini iddia ederler. İşte Allah (c.c), şu ayette onlara meydan okuyor:

"De ki: "Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın." Allah Gafurdur, Rahimdir. "Allah'a ve Rasulüne itaat edin" de. Şayet yüz çevirirlerse şüphesiz ki Allah kafirleri sevmez." (Al-i İmran: 3/31-32)

 
37
  Cahiliye

Halkı, bile bile küfre ve sapıklığa çağırırlar.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"(Yahudi münafıklar) Mü'minlerle karşılaştıklarında: "Biz sizin gibi iman ettik." derler. Birbirleriyle baş-başa kalınca da (onların ileri gelenleri): "Allah'ın (Tevrat'ta) size açtığı (bildirdiği) şeyleri Rabbiniz katında aleyhinizde bir delil olsun diye mi onlara söylüyorsunuz? Hiç akletmiyor musunuz?" dediler." (Bakara: 2/76)

 
38
  Cahiliye

Bir takım asılsız kuruntularla kendilerini avuturlar.

"(Yahudiler) Dediler ki: "Sayılı bir kaç gün dışında bize ateş asla dokunmayacaktır." (Ey Muhammedi) De ki: "Allah katından (buna dair) bir söz mü aldınız? (Dediğiniz doğru ise) Allah sözünden dönmez. Yoksa siz Allah hakkında bilmediğiniz birşey mi söylüyorsunuz?" (Bakara: 2/80)

"(Yahudiler:) "Yahudilerden başkası cennete giremez" dediler." (Hristiyanlar da:) "Hiristiyanlardan başkası cennete giremez." dediler. Bu onların kuruntusudur. (Ey Muhammed!) De ki: "Eğer (iddianızda) doğrulardan iseniz (o halde sağlam ve açık) bir delil getirin." (Bakara: 2/111)

 
39
  Cahiliye

Yas dolayısıyla yaka paça yırtarlar.

 
40
  Cahiliye

Kişiyi, başkasındaki bir ayıpla suçlar, aşağılayıp rezil ederler. Bir kimse suçlu olmasa da, başkasının işlediği suçun cezasını ona çektirirler. Oysa Allah (c.c.) şöyle buyurmuştur:

"Hiçbir suçlu, başkasının suçunu yüklenmez." (En'am: 6/164)

Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyuruyor:

"Sen, onu annesinden dolayı mı ayıpladın (suçladın). Doğrusu sen halen kendisinde cahiliye ahlakı kalıntıları bulunan bir kimsesin." (Buhari İman: 22, ltk: 15, Müslim Eyman: 38, Ahmed: 5/161.)

 
41
  Cahiliye

Beytullah'ın idaresinin ellerinde olmasıyla övünürler. Bundan dolayı kibirlenerek Rasulullah'a hakaretler savururlar. Allah (c.c), şu ayetiyle onları yermektedir:

"Buna karşı kibirlenip arkanıza dönerek geceleyin (Ka'be'nin çevresinde toplanarak) hezeyanlar savurdunuz." (Mü'minun: 23/66-67)

 
42
  Cahiliye

Peygamber soyundan gelmekle övünürler. Yüce Allah onlara şöyle cevap veriyor:

"Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız da sizindir." (Bakara: 2/134)

     
43
  Cahiliye

Sanatkarlıklarıyla övünürler.

 
44
  Cahiliye

Dünyaya ve makama çok değer verirler.

"Ve dediler ki: "Bu Kur'an iki şehirden bir büyük adama indirilse olmaz mıydı." (Zuhruf: 43/31)

 
 45
  Cahiliye

Cibt'e (şeytana ve tağuta) inanırlar. Allah'tan başkasına muhakeme olmak isterler.

 
46
  Cahiliye

Melekleri Allah'ın kızları olarak kabul edip onlardan şefaat beklerler. Bazıları meleklere uluhiyyet vasfederken, bazıları da melekleri inkar ederler.

Allah (c.c.) şöyle-buyuruyor:

"Rabbiniz oğulları size has kıldı da kendisi meleklerden kızlar edindi öyle mi? Siz gerçekten çok ağır bir söz söylemektesiniz." (İsra: 17/40)

 
 47
  Cahiliye

Ahiret Günü Allah'ın huzuruna çıkıp hesap vermeyi, Rasulullah (s.a.v.)'ın ahirete ilişkin verdiği kimi haberleri yalanlarlar. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"İşte onlar; Rablerinin ayetlerini ve ona kavuşmayı inkar eden, bu yüzden de amelleri boşa giden kimselerdir." (Kehf: 18/105)

 
48
  Cahiliye

Allah'ın kitabından yüz çevirirler.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Rabbinin ayetleri kendisine hatırlatılıp da onlardan yüz çeviren kimseden daha zalim var mıdır? Şüphesiz suçlulardan öç alacağız." (Secde: 32/22)

 
49
  Cahiliye

Bilgi sahibi olmadıkları halde Allah hakkında ileri geri konuşurlar.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Şüphesiz Allah sivrisineği ve ondan daha büyüğünü misal vermekten haya etmez. İman edenler bunun Rablerinden gelen bir hak olduğunu bilirler. Kafirler ise: "Allah bunu misal vermekle neyi murad etti?" derler. Allah onunla bir çok kimseyi saptırır, bir çoklarını da doğru yola iletir. Verdiği misallerle ancak fasıkları saptırır." (Bakara: 2/26)

 
50
  Cahiliye

Hakkı yalanlamaları yüzünden açık bir çelişki içerisindedirler.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Bilakis onlar hak kendilerine gelince onu yalanladılar. Şimdi onlar şaşırmış bir haldedirler." (Kaf: 50/5)

   
51
  Cahiliye

Rasuller arasında ayırım yaparak kendi soylarından gelmeyenleri inkar ederler.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Allah'ı ve rasullerini inkar ederek kafir olanlar ve Allah ile rasullerinin arasını ayırarak: "Bir kısmına inanır, bir kısmını inkar ederiz." diyenler ve böylece bu ikisi (iman ile küfür) arasında bir yol tutmak isteyenler; işte onlar gerçek kafirlerin ta kendileridir. Biz o kafirlere alçaltıcı bir azab hazırlamışızdır." (Nisa: 4/150-151)

"Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitaptaki rasulü), öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar." (Bakara: 2/146)

 
52
  Cahiliye

Hakkında bilgi sahibi olmadıkları konularda peygamberlere muhalefet ederler.

Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"Diyelim ki siz bilgi sahibi olduğunuz bir hususta tartıştınız; peki bilgi sahibi olmadığınız bir hususta niçin tartışırsınız? Allah her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz.İbrahim ne yahudi ne hristiyan idi; fakat o hanif bir müslümandı. Müşriklerden de değildi." (Al-i İmran: 3/66-67)

 
53
  Cahiliye

Selefi izlediklerini ileri sürmelerine rağmen, onlara aykırı hal ve tutumlar içerisindedirler. (Allah'ın sıfatlarını tevil ederler, kabirler konusunda bid'atler icad ederler vb.)

·                      
54
  Cahiliye

 Allah'a iman edenleri Allah'ın yolundan menederler. Allah (c.c.) şöyle buyuruyor:

"De ki: "Ey kitap ehli! (Gerçeği) Görüp bildiğiniz halde niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek mü'minleri Allah'ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınıza tamamıyla şahittir." (Al-i imran: 3/99)

 
55
  Cahiliye

Kahinlik ve falcılık yapar, uğursuzluğa inanır, nazar boncuğu v.b. şeyler takarak bu tür şeylerden medet beklerler. Bunlar gibi daha bir çok batıl şeylere inanırlar.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder